Bir pansiyonda kalmıyorsunuz, güzel bir aileye misafir oluyorsunuz.
Tatilimi tamamlayalı bir haftadan fazla oldu. Günlükleri tamamlayayım, bir iki serbest konu çalışayım derken söz verdiğim tanıtım yazıları gecikti. Olsun, geç olsun da geç olmasın. Bu yazıda benim tatilimin mükemmel geçmesini sağlayan etkenlerden birini sizinle paylaşacağım. Adı "Mavi Pansiyon" ama benim için orası Niyazi Amca'mın ve Seval Abla'mım evidir.
Tatil günlüklerimi okuduysanız tatile tek çıktığımı bilirsiniz, hem de tamamen tek başıma. Yani fiziksel ve ruhsal olarak, yanımda biraz para çokça hayır duası vardı. Belki bu yüzden tatilim mükemmel geçti. Yani illa otel diye tuttursam, paraya daha fazla kıysam 3 yıldızlı bir otelde kalmam mümkündü. Düşünüyorum da sadece param ziyan olurmuş çünkü parayla satın alamayacak şeyler vardı pansiyonda. Zaten benim gibi tek tatile çıkan biri için orası gayet ideal, hesaplı, rahat, güzel bir yerdi bir de parayla satın alamayacağın şeyler de olunca daha tatlı oldu. Bir aile ortamı ve dostluk var, daha ne olsun? Şimdi bana "Gevezeliği kes, içeriği anlat felsefeci bozuntusu!" derseniz, ayıp edersiniz ama neyse...
Bir kere pansiyon için detaylı bilgiler ve fotoğraflar için kendi web sitesi http://mavipansiyon.com'a bakabilirsiniz, hakkındaki yorumlar ve değerlendirmeler için de http://www.neredekal.com/mavi-pansiyon linki size yardımcı olacaktır. Şimdi benim gözümden değerlendirmeye başlayalım. Konum olarak Çamlık tarafında deniliyor ki, ben Ayvalık merkeze defalarca yürüyerek gittim ve geldim. Deniz havasıyla yürümek güzel oluyor ama isteyenler için hemen pansiyonun orada taksi durağı var ve dolmuşlar kalkıyor seri bir şekilde; isteyen Ayvalık Merkeze, isteyense Cunda Adasına gidebilir. Plaj filan yüzme işleri için gene o duraktan geçen otobüslerle Sarımsaklı'ya gidebilirsiniz ki 7 km boyuyla Türkiye'nin değerli plajlarından ve suyu da çok güzel ayrıca da çok temiz. Neyse, plajı değil de pansiyonu anlatayım. Bahçesi geniş ve güzel, bir sürü masalar ve sandalyeler var kahvaltı için, bunların dışarda dinlenme amaçlı koltuklar da mevcuttur. Bir de hamaklar var hem de iki tane, hani kapmak için yarışmaya gerek yok. Unutmadan şeyi de söyleyeyim, bahçenin ortasında bir akvaryum var içinde de Hurşit'imiz olan büyükçe bir su kaplumbağası var. Hani sabah kahvaltı yaparken çocuğunuz onunla vakit geçirebilir ve yaramazlık yapmadan durabilir. Tatil sezonu bitmese ve otobüs bileti sıkıntı olmasaydı, oranın bahçesinde bile kalırdım ki o kadar memnun kaldım, bir de sadece bahçesindne söz ediyorum. İçeri buyuralım da oraları da anlatayım.
Öncelikle sabah kahvaltısı dahil ki, koyduğum linklere bakın çok zengin bir kahvaltı var hem de o az önce övdüğüm bahçede. Sonra odalar klimalı ve internetli, zaten artık internetsiz mekan mı var? Balkon var, teras var, denize sıfır gibi yani sadece arada o yol var o kadarcık. Bir de yakınlarda kapalı "Capri Plaj" diye bir yer var ki, fiyatı düşük hizmeti yüksek bir yer yani bunu niye söylüyorum? Böyle plajı olan pahalı oteller aramayın, bu pansiyonumuzun hemen yakınında da güzel bir kapalı plaj var işte. Ben pansiyondan çok memnun kaldım. İlk gittiğim zaman kim müşteri, kim çalışan, kim patron anlayamamıştım. Gerçi Niyazi Amca ile tanışmıştım ama olsun, bir eşi çok değerli insan Seval Abla var ki o da çok iyi bir insan. Hala ona hediye ettiğim kitabı "Şevval Abla" diye imzaladığım için çok üzgünüm ama bir hata oldu işte. Çalışanlardan Birgün Abla'yı da çok sevdim, zaten onunla muhabbet ettikten sonra tatil planımı çizdim ve sonra her şeyin devamı geldi. Hatta şimdi ekleyeceğim fotoğrafa bakın, sanki ailecek tatile gidenlerin fotoğrafı gibi ama değil. O karede patron, müşteri, çalışan, komşular var ama hiç belli değil. Bu sıcaklığı hiçbir yerde bulamazsınız, para verseniz de satın alamazsınız. Tercihinizi buradan yana kullanmanız çok iyi olur ama yerinizi önceden ayırttın. Çünkü ben size burayı tanıtıyorum ama önceden tanıyanlar zaten buranın kıymetini biliyorlar, yerlerini ayırtıp geliyorlar.
Neyse efendim, para sizin istediğiniz yerde kalın. Cidden buraya gelmeyerek bir şey kaybetmezsiniz ama buraya gelirseniz çok şey kazanırsınız. Neden kahvaltınızı güzel bir bahçede, samimi bir ortamda yapmayasınız? Odanıza çıkarken elinizde oda bilmem kaç yazan anahtarlar yerine neden "Zeytin" yazılı anahtar olmasın. Evet, onu söylemeyi unuttum. Burada her odanın özel ismi var ve hepsinin de ayrı ayrı özellikleri, hani onlarda bulunduğu kata ve kişi sayısına göre yoksa hepsi özel o odaların. Benden bu kadar, seneye de oraya gitmenin hayalini kuruyorum. Ben size duygularımı açtım, diğer bilgiler için internetten kendiniz araştırırsınız ki ona bile gerek yok, sizlere yazının başında linkleri atmıştım. Sağlıcakla kalın :)
Gül Pansiyon (Nazan Öncel)
Bir odamız vardı bizim
Denizi kucaklayan
Sarı sarı lambaları
Bir küçük penceresi
Rüzgar dedi ki güzel şeyler biter
Kalbim dedi ki unutmasın yeter
Öncelikle sabah kahvaltısı dahil ki, koyduğum linklere bakın çok zengin bir kahvaltı var hem de o az önce övdüğüm bahçede. Sonra odalar klimalı ve internetli, zaten artık internetsiz mekan mı var? Balkon var, teras var, denize sıfır gibi yani sadece arada o yol var o kadarcık. Bir de yakınlarda kapalı "Capri Plaj" diye bir yer var ki, fiyatı düşük hizmeti yüksek bir yer yani bunu niye söylüyorum? Böyle plajı olan pahalı oteller aramayın, bu pansiyonumuzun hemen yakınında da güzel bir kapalı plaj var işte. Ben pansiyondan çok memnun kaldım. İlk gittiğim zaman kim müşteri, kim çalışan, kim patron anlayamamıştım. Gerçi Niyazi Amca ile tanışmıştım ama olsun, bir eşi çok değerli insan Seval Abla var ki o da çok iyi bir insan. Hala ona hediye ettiğim kitabı "Şevval Abla" diye imzaladığım için çok üzgünüm ama bir hata oldu işte. Çalışanlardan Birgün Abla'yı da çok sevdim, zaten onunla muhabbet ettikten sonra tatil planımı çizdim ve sonra her şeyin devamı geldi. Hatta şimdi ekleyeceğim fotoğrafa bakın, sanki ailecek tatile gidenlerin fotoğrafı gibi ama değil. O karede patron, müşteri, çalışan, komşular var ama hiç belli değil. Bu sıcaklığı hiçbir yerde bulamazsınız, para verseniz de satın alamazsınız. Tercihinizi buradan yana kullanmanız çok iyi olur ama yerinizi önceden ayırttın. Çünkü ben size burayı tanıtıyorum ama önceden tanıyanlar zaten buranın kıymetini biliyorlar, yerlerini ayırtıp geliyorlar.
Neyse efendim, para sizin istediğiniz yerde kalın. Cidden buraya gelmeyerek bir şey kaybetmezsiniz ama buraya gelirseniz çok şey kazanırsınız. Neden kahvaltınızı güzel bir bahçede, samimi bir ortamda yapmayasınız? Odanıza çıkarken elinizde oda bilmem kaç yazan anahtarlar yerine neden "Zeytin" yazılı anahtar olmasın. Evet, onu söylemeyi unuttum. Burada her odanın özel ismi var ve hepsinin de ayrı ayrı özellikleri, hani onlarda bulunduğu kata ve kişi sayısına göre yoksa hepsi özel o odaların. Benden bu kadar, seneye de oraya gitmenin hayalini kuruyorum. Ben size duygularımı açtım, diğer bilgiler için internetten kendiniz araştırırsınız ki ona bile gerek yok, sizlere yazının başında linkleri atmıştım. Sağlıcakla kalın :)
Gül Pansiyon (Nazan Öncel)
Denizi kucaklayan
Sarı sarı lambaları
Bir küçük penceresi
Rüzgar dedi ki güzel şeyler biter
Kalbim dedi ki unutmasın yeter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder