Herkes farklı olma çalışıyor ve hepsi birbirinin aynısı olan şaklabanlara dönüşüyor.
Şu popüler kültür nasıl bir şeydir ki herkesi kendine köle yapıyor? Cidden 2-3 ay sonra 5 liraya satılacak kitaplar, ilk çıktıkları an 30 liraya satılıyor ki çünkü onları okumak moda. Hele ki filmler ve diziler var ki onları hiç sormayın. Hemen bir dizi sitesine giriliyor ve #PopülerDiziler başlığında en üst sırada olan dizi seçilerek izlenmeye başlanıyor. Demek ki neymiş, sürü psikolojisi kendini sadece seçim zamanı sandıkta göstermiyormuş. Zaten insanlar olgunlaşana kadar çevresinde olanlardan etkilenir. Bu olgunlaşmanın da yaşla alakası yoktur, kişinin karakter sahibi olmasıyla alakası vardır. Tabi bazen toplum bizi sindirebilir ama bunlar ufak şeylerde olabilir, hayatımızı değiştirecek ölçütlerde olmamalı.
Aslında bu kadar laf kalabalığı yapmak yerine direkt örnekler verebilirdim ama bu çeşitli markaları karalamak olurdu. Hem ben öyle çirkince bir davranış sergilemem, bana kelimeleri kullanma yeteneğim yeter. Şimdi şu "Cool Olma" meselesine gelirsek, cool kelimesini kullanmak bile rezilce bir davranış çünkü Türkçe'deki havalı kelimesi onu karşılıyor. Gene de "cool" kelimesi "havalı" kelimesi kadar havalı ya da cool değil işte. Başlıkta bilerek cool kelimesini kullandım ki farkındalık yaratayım. Olay Türkçe'yi doğru kullanıp kullanmaka değil, olayımız yaptıklarımızı neden yapıyor olduğumuz. Karakterimiz oturmamışsa genel olarak sırf millet yapıyor diye yapmış oluruz. Sağı solu eleştirmektense kendi üzerimden örnek vereyim; ben ilkokuldan beri Nazi sempatizayım ve bu çocukluk zamanında kalma bir fanatiklik değil. Kendimi III. Reich tarihi üzerine araştırmalar yaparken hatırlıyorum, gerçi biraz paslandım ama gene de tüm bilgiler silinmemiştir. Eskiden her harekatı, silah modellerini, generalleri ve diğer mühim şeyleri hatırlardım. Neyse, işte ben böyleyken diğer insanlar sadece İsrail olay çıkardığında Nazi oldular. Onların Nazi oluşu da Hitler'in bir iki sözünü ezberlemek oluyor. Konu bu değil, bu sadece örnekti ki şimdi örnek bittiyse "Cool Olmak" başlığına geri dönüyoruz.
Mesela şu an en popüler dizileri izleyenler, çocukluğunda Sihirli Annem dizisini de izlemişlerdir. Tamam, izlemeyenler olabilir ama çoğunluk izlemiştir. Hani hatırlarım; kız erkek herkes sokakta oynarken hepsi birden "Sihirli Annem başlayacak!" nidalarıyla evlere dağılırlardı. Aralarından belki birkaç tanesi gerçekten severek izlerdi, diğerleriyse moda olduğu için izlerdi. Çünkü dışlanmak insanlar için korkunçtur ki hele çocuklar için daha korkunç! Benimse umurumda olmazdı, ya oyuncaklarımla oynar ya da kitap okurdum. Bu ileride de başıma gelmedi değil, arkadaşlar maç izlemeye gider ben de yürüyüş yapmaya gider ya da internetten araştırmalar yapardım. Hani markaları karalamayacağız dedik ama geçerliliğini yitirmiş markalardan söz edebiriz, aynen az önce Sihirli Annem'den bahsetmem gibi. Kimse beni Lost dizisini izlemedim diye darp etmedi ya da benimle arkadaşlıklarını bitirmediler. Halbuki Lost dönemin en popüler dizisiydi ama bitti hem de herkesi hayal kırıklığına uğratan bir finalle. Buradan dizi izleyin ya da izlemeyin diye propaganda yapmam doğru olmaz ama sadece yaptığınız şeyleri önce bir tartın, düşünün, azıcık saksıyı çalıştırın. Sırf moda olduğu için 6 yıl süren bir diziyi izlemek istediğine emin misin? Bana "Talha'cım çok safsın ya, 6 yıl dizi izlenir mi hiç? Ben internetten açarım bir gecede bir sezon izlerim canım ya." derseniz bu daha acı! Elin insanı hayatını düzenli yaşıyor, işine gidip çalışıyor, arkadaşlarına da vakit ayırıyor bir de haftada birgün TV'sini açıp takip ettiği dizinin yeni bölümünü izliyor sonra gene hayatına devam ediyor. Sen internetten dizi izleyen arkadaşım n'apıyorsun? Başın ağrıyana kadar kucağında bilgisayar mal gibi dizi izliyorsun. Tamam, mal ağır oldu hatta belki bana "Sen de mal gibi saatlerce bilgisayar oynuyorsun!" diye sitem edeceksiniz ama ben oyunlarımı kendi hür irademle ve sosyal ilişkilerime zarar vermeyecek ölçütlerde oynuyorum. Hatta hiçbir zaman popüler olmuş Knight Online ve Silkroad oyunlarını da oynamadım. Aman yazı konudan saparak kaba tabirle sidik yarışına dönmeye başladı ama olaylara objektif yaklaşırsanız, bir nebze de olsa haklı olduğumu göreceksiniz.
Dizi ve kitap olayı olan kişisel zevkleri aşarsak, konu hayat tarzına geliyor. Şimdi söz konusu hayat, büyük çaplı bir analiz yapamasak bile dikkat çekici küçük noktalara değinmek isterim. Mesela gençlerde babadan bahsederken onlara peder demeleri ya da Allah demek yerine (inanca göre değişir) Tanrı diye konuşmaları havalı değil aksine çok komik. Düşünsenize biri karşınıza geçiyor, pahalı güneş gözlüklerini aşağıya doğru indiriyor ve "Yaa benim peder inşaat işiyle uğraşıyor hatta Ali Ağaoğlu'ndan daha iyi ama onun kadar reklama önem vermiyor. Biz ailecek mütavaziyiz; örnek vermek gerekirse, garajda bir ferrari yatıyor ama ben gene de doğanla gezerim." diyor. Bence çok havalı değil ama sanırsam kızlar bu numarayı yiyor ve hem böyle züppelerle modifiyeli doğanlarda... Neyse, eğer Tanrı bu yaşananlara müdahale etmiyorsa o tüm kötülüklerin efendisidir! Çok havalı bir sitem oldu ya, çünkü cümlemde tanrı kelimesini kullandım değil mi dostlar? Bakın, ben felsefeyle yakından ilgili olarak çalıştım ki orada terimsel olarak tanrı sözcüğünün kullanılmasında hiç sakınca yoktur ama günlük hayatta tanrı demeyi de pek komik buluyorum. Cidden insanın yaşamını modayla şekillendirmesi çok komik ve bir o kadar acınası, kendini temsil edemeden nasıl yaşar insan? Ben haftasonları nickelodeon kuşağını takip edip Süngerbob'u izlerken, millet onların lisanslı ürünlerini kullanıyordu. Kocaman Süngerbob kafalı t-shirtlerle gezen kızları hala unutmadım ya da sıradan bir kurşun kalemin sırf Süngerbob desenli diye normal fiyattan 5 katı daha pahalıya satıldığını da anılarımda durmaktadır. Daha düne kadar herkes telefonlarında Flappy Bird furyasına kapılmıştı ki onun da atası Angry Birds oyunudur. Normalde getirsem telefonu "Şunun ekranını tıklasana defalarca bir de sinir krizine girsene." desem, beni başından savarsınız ama şu Flappy Bird ile herkes o atari görüntülü dev pikselli oyunu çılgınlar gibi oynadı ki bugün hala oynayan göremiyorum. Sanırım onun da modası geçti.
Şimdi bana sakın "Talha bu hayatta senin yaptıkların özgün, senin yapmadıkların özentiliktir. Olay bu mu, kendi reklamını mı yapıyorsun çakal?" derseniz ki bu iddiaları kabul etmem. Çünkü bu yazıda muhaffazakarlara, facebookta okey oynayanlara, hitaplarında hafız lafını kullananlara hiç laf çarpıtmadım. Bakın, ben okey de oynamam ama oynayana da bir şey demem. Çünkü onlar moda olduğu için oynamıyor, ben de iddianızdaki gibi yapmadığımı yapan kimselere cephe almış değilim. Bunlar ufak örnekler, genelde insanlar eleştiriden kaçarlar; bu yüzden bu laflarım kimilerine batacaktır ama yapacak bir şey yok. Ne yani, moda olduğu için Medcezir'den ya da Çağatay Ulusoy'un bölüm başı alacağı paradan mı bahsedeyim? Benden bu kadar, sizi daha fazla havalı olmayan yazılarımla boğmayayım :)
Hayat Bayram Olsa (Şenay)
Şu dünyadaki en mutlu kişi
Mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi
Sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en bilge kişi
Kendini bilendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir
Bütün dünya buna inansa
Bir inansa hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza
Şu dünyadaki en olgun kişi
Acıya gülendir
Şu dünyadaki en zengin kişi
Gönül fetedendir
Şu dünyadaki en üstun kişi
İnsanı sevendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir
Aslında bu kadar laf kalabalığı yapmak yerine direkt örnekler verebilirdim ama bu çeşitli markaları karalamak olurdu. Hem ben öyle çirkince bir davranış sergilemem, bana kelimeleri kullanma yeteneğim yeter. Şimdi şu "Cool Olma" meselesine gelirsek, cool kelimesini kullanmak bile rezilce bir davranış çünkü Türkçe'deki havalı kelimesi onu karşılıyor. Gene de "cool" kelimesi "havalı" kelimesi kadar havalı ya da cool değil işte. Başlıkta bilerek cool kelimesini kullandım ki farkındalık yaratayım. Olay Türkçe'yi doğru kullanıp kullanmaka değil, olayımız yaptıklarımızı neden yapıyor olduğumuz. Karakterimiz oturmamışsa genel olarak sırf millet yapıyor diye yapmış oluruz. Sağı solu eleştirmektense kendi üzerimden örnek vereyim; ben ilkokuldan beri Nazi sempatizayım ve bu çocukluk zamanında kalma bir fanatiklik değil. Kendimi III. Reich tarihi üzerine araştırmalar yaparken hatırlıyorum, gerçi biraz paslandım ama gene de tüm bilgiler silinmemiştir. Eskiden her harekatı, silah modellerini, generalleri ve diğer mühim şeyleri hatırlardım. Neyse, işte ben böyleyken diğer insanlar sadece İsrail olay çıkardığında Nazi oldular. Onların Nazi oluşu da Hitler'in bir iki sözünü ezberlemek oluyor. Konu bu değil, bu sadece örnekti ki şimdi örnek bittiyse "Cool Olmak" başlığına geri dönüyoruz.
Mesela şu an en popüler dizileri izleyenler, çocukluğunda Sihirli Annem dizisini de izlemişlerdir. Tamam, izlemeyenler olabilir ama çoğunluk izlemiştir. Hani hatırlarım; kız erkek herkes sokakta oynarken hepsi birden "Sihirli Annem başlayacak!" nidalarıyla evlere dağılırlardı. Aralarından belki birkaç tanesi gerçekten severek izlerdi, diğerleriyse moda olduğu için izlerdi. Çünkü dışlanmak insanlar için korkunçtur ki hele çocuklar için daha korkunç! Benimse umurumda olmazdı, ya oyuncaklarımla oynar ya da kitap okurdum. Bu ileride de başıma gelmedi değil, arkadaşlar maç izlemeye gider ben de yürüyüş yapmaya gider ya da internetten araştırmalar yapardım. Hani markaları karalamayacağız dedik ama geçerliliğini yitirmiş markalardan söz edebiriz, aynen az önce Sihirli Annem'den bahsetmem gibi. Kimse beni Lost dizisini izlemedim diye darp etmedi ya da benimle arkadaşlıklarını bitirmediler. Halbuki Lost dönemin en popüler dizisiydi ama bitti hem de herkesi hayal kırıklığına uğratan bir finalle. Buradan dizi izleyin ya da izlemeyin diye propaganda yapmam doğru olmaz ama sadece yaptığınız şeyleri önce bir tartın, düşünün, azıcık saksıyı çalıştırın. Sırf moda olduğu için 6 yıl süren bir diziyi izlemek istediğine emin misin? Bana "Talha'cım çok safsın ya, 6 yıl dizi izlenir mi hiç? Ben internetten açarım bir gecede bir sezon izlerim canım ya." derseniz bu daha acı! Elin insanı hayatını düzenli yaşıyor, işine gidip çalışıyor, arkadaşlarına da vakit ayırıyor bir de haftada birgün TV'sini açıp takip ettiği dizinin yeni bölümünü izliyor sonra gene hayatına devam ediyor. Sen internetten dizi izleyen arkadaşım n'apıyorsun? Başın ağrıyana kadar kucağında bilgisayar mal gibi dizi izliyorsun. Tamam, mal ağır oldu hatta belki bana "Sen de mal gibi saatlerce bilgisayar oynuyorsun!" diye sitem edeceksiniz ama ben oyunlarımı kendi hür irademle ve sosyal ilişkilerime zarar vermeyecek ölçütlerde oynuyorum. Hatta hiçbir zaman popüler olmuş Knight Online ve Silkroad oyunlarını da oynamadım. Aman yazı konudan saparak kaba tabirle sidik yarışına dönmeye başladı ama olaylara objektif yaklaşırsanız, bir nebze de olsa haklı olduğumu göreceksiniz.
Dizi ve kitap olayı olan kişisel zevkleri aşarsak, konu hayat tarzına geliyor. Şimdi söz konusu hayat, büyük çaplı bir analiz yapamasak bile dikkat çekici küçük noktalara değinmek isterim. Mesela gençlerde babadan bahsederken onlara peder demeleri ya da Allah demek yerine (inanca göre değişir) Tanrı diye konuşmaları havalı değil aksine çok komik. Düşünsenize biri karşınıza geçiyor, pahalı güneş gözlüklerini aşağıya doğru indiriyor ve "Yaa benim peder inşaat işiyle uğraşıyor hatta Ali Ağaoğlu'ndan daha iyi ama onun kadar reklama önem vermiyor. Biz ailecek mütavaziyiz; örnek vermek gerekirse, garajda bir ferrari yatıyor ama ben gene de doğanla gezerim." diyor. Bence çok havalı değil ama sanırsam kızlar bu numarayı yiyor ve hem böyle züppelerle modifiyeli doğanlarda... Neyse, eğer Tanrı bu yaşananlara müdahale etmiyorsa o tüm kötülüklerin efendisidir! Çok havalı bir sitem oldu ya, çünkü cümlemde tanrı kelimesini kullandım değil mi dostlar? Bakın, ben felsefeyle yakından ilgili olarak çalıştım ki orada terimsel olarak tanrı sözcüğünün kullanılmasında hiç sakınca yoktur ama günlük hayatta tanrı demeyi de pek komik buluyorum. Cidden insanın yaşamını modayla şekillendirmesi çok komik ve bir o kadar acınası, kendini temsil edemeden nasıl yaşar insan? Ben haftasonları nickelodeon kuşağını takip edip Süngerbob'u izlerken, millet onların lisanslı ürünlerini kullanıyordu. Kocaman Süngerbob kafalı t-shirtlerle gezen kızları hala unutmadım ya da sıradan bir kurşun kalemin sırf Süngerbob desenli diye normal fiyattan 5 katı daha pahalıya satıldığını da anılarımda durmaktadır. Daha düne kadar herkes telefonlarında Flappy Bird furyasına kapılmıştı ki onun da atası Angry Birds oyunudur. Normalde getirsem telefonu "Şunun ekranını tıklasana defalarca bir de sinir krizine girsene." desem, beni başından savarsınız ama şu Flappy Bird ile herkes o atari görüntülü dev pikselli oyunu çılgınlar gibi oynadı ki bugün hala oynayan göremiyorum. Sanırım onun da modası geçti.
Şimdi bana sakın "Talha bu hayatta senin yaptıkların özgün, senin yapmadıkların özentiliktir. Olay bu mu, kendi reklamını mı yapıyorsun çakal?" derseniz ki bu iddiaları kabul etmem. Çünkü bu yazıda muhaffazakarlara, facebookta okey oynayanlara, hitaplarında hafız lafını kullananlara hiç laf çarpıtmadım. Bakın, ben okey de oynamam ama oynayana da bir şey demem. Çünkü onlar moda olduğu için oynamıyor, ben de iddianızdaki gibi yapmadığımı yapan kimselere cephe almış değilim. Bunlar ufak örnekler, genelde insanlar eleştiriden kaçarlar; bu yüzden bu laflarım kimilerine batacaktır ama yapacak bir şey yok. Ne yani, moda olduğu için Medcezir'den ya da Çağatay Ulusoy'un bölüm başı alacağı paradan mı bahsedeyim? Benden bu kadar, sizi daha fazla havalı olmayan yazılarımla boğmayayım :)
Hayat Bayram Olsa (Şenay)
Mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi
Sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en bilge kişi
Kendini bilendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir
Bütün dünya buna inansa
Bir inansa hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza
Şu dünyadaki en olgun kişi
Acıya gülendir
Şu dünyadaki en zengin kişi
Gönül fetedendir
Şu dünyadaki en üstun kişi
İnsanı sevendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir
Bende geldim :)
YanıtlaSilTahmin ettiğim gibi düşüncelerimiz benzermiş :)
Tabi ne kadarını yapmıyoruz onu da sorgulamak lazım.
Kitaplarınya da dizleri hiç bir zaman popüler olduğu için izlemedim.
Hattaçoğu zaman popüler filmlerden kaçındım.
Mesela lost hiç izlemedim :)
Dediğim gibi gerçekten sevmediğimi aa ben çok sevdim diyemem dışlanmamak için.
Benim düşüncem bu sonuçta kim ne der pek umursamam.
Türkçe'nin yozlaşmasına artık diyecek söz buşamıyorum zaten harfleri bile değiştirip yazıyorlar garip..
Hoşgeldin :) o zaman bu toplumun bireyi sindirmesine karşı savaşımız hep devam etsin :D kendimiz olmak, zaten en güzelidir işte...
Sil