11 Ekim 2014 Cumartesi

KAÇAK AKIL

Aklımda kaçak var, elektrik gibi çarpıyor beni!

Eskiden zaman geçmez diye yakınırken şimdi zaman ne çabuk geçti. Hani artık plan yapmanın vakit kaybı olduğunu düşünmeye başladım, aslında düşünmek için bile vakit kaybı diyebilirim. Klasik olarak "İnsan düşünen bir hayvandır." diyorlar ya, düşünmeyi böyle yüceltmeye gerek yok. Hayvan olmak kötü mü? Plan yapmaktan, düşünmekten, planları düşünmekten, düşünmeyi planlamaktan, her şeyi karıştırmaya başladım. Blog içinde "Ne yapsam, ne etsem?" diye düşünürken hiçbir şey yapmamış oluyorum. Yapılan en iyi şey, içinden geleni yapmakmış. Bu hafta aldım bilgisayarı kucağıma, kafama göre yazdım. Zaten klavyeye dokunmaya başlayınca parmaklarımı geri çekemiyorum. Öyle böyle birkaç bir şey yazdım ve onları sizlerle paylaşıyorum.

SAKLI CİNNET

Düğünümüz var, Allah'ım sen bana sabır ver!

Haftaya abimi evlendiriyoruz, hayırlısı olsun. Bense sadece düğün iyi geçsin istiyorum. Ben deli değilim, belki bazen "Deliyim!" diye haykırıyor ve garip davranışlar sergileyebiliyorum ama aslında akıllıyım galiba.

Benim olayım, birazcık paranoyak olmak ama ben bunu öngörü olarak kabul ediyorum. Yani düğünün iyi geçmesini istiyorum çünkü olacakları tahmin edebiliyorum. Beni düğün girişine dikecekler ki eyvallah, ben damadın erkek kardeşiyim. Geleni karşılayacak, gideni yolcu edeceğim ve saçma salak muhabbetlere katlanacağım. Onları tahmin edebiliyorum, bu yüzden tedirginim.

Düğün günü olacak muhabbetleri kafamda canlandırdım, herkesle aynı muhabbet olmasa da genel olarak aynı şeyleri konuşacağım. Hadi sizinle olası muhabbetlerin derlenmiş halini paylaşayım.

SAÇLARIM

Artık saçlarıma değil, sakalıma tutuyorum fön makinesini...

İnsanlar "Kılda keramet olsaydı, götte çıkmazdı." diyorlar ama saç sakal önemli şeyler. Zaten önemli olmasaydı tek bir makasla evde saçlarımızı keser, kendimizi tıraş ederdik ama olay öyle değil. Saç boyayan, şekil veren, dükkanlarının kapılarına oyuncuların ve mankenlerin fotoğraflarını asan kuaförler var. Demek ki kıl deyip geçmemek lazımmış.

ŞİİR YAZAMAMAK

Köftelik Katır

Alalım yanımıza güzel çıtırları
Tırmanalım dağa kuralım çadırları
Ay ışığında zorlayalım sınırları


İşeyerek suladım ben hep çayırları
Ziyaret etsem şifa için yatırları
İyileşirsem satarım tüm bakırları


Nedense seviyorum ben tüm sığırları
Yazmak için yazıyorum bu satırları


6 Ekim 2014 Pazartesi

BAYRAM FALAN

Hani her gün bayramdı bana?

Herkes "Kurban Bayramı gelecek." diyordu ve ellerinde alışveriş poşetleriyle sokaklarda koşturuyorlardı. Ne bayramıydı bu, anlayamıyordum. Zaten her günü bayram değil miydi bana? Daha doğrusu öyle söyleniyordu bana. Gene de diğer insanlara imrendim, bu bayram farklı bayramdı anlaşılan. Eller öpülecek, tatlılar yenecek, kurbanlar kesilecekmiş. Ben diğer bayramlar öyle yapmıyordum ki. Neyse, gene de adetlere uymak gerek diye düşündüm. Deli olsak da topluma ters hareket etmek hoş olmazdı. Zihnimi daha rahat toparlamak için bahçeye çıktım ve masaya oturdum. Elime de kağıt kalem alıp bayram planı yapmaya koyuldum, ne kadar yoldan geçen insanlar "Masadan in, sandalyeye otur deli!" diyerek dikkatimi dağıtlar da listemi hazırlamaya devam ettim.